Sayaç

Üyeler : 152
İçerik : 91
Web Bağlantıları : 11
İçerik Tıklama Görünümü : 124126

Ziyaretçi Trafiği

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün25
mod_vvisit_counterDün62
mod_vvisit_counterBu Hafta215
mod_vvisit_counterGeçen Hafta599
mod_vvisit_counterBu Ay1309
mod_vvisit_counterGeçen Ay6721
mod_vvisit_counterToplam519692

Online (Son 20 Dakika): 2
IP Numaranız: 13.59.58.209

Hava Durumu

Metin Büyüklüğü

PDF Yazdır e-Posta

MAHMUTOĞULLARI SÜLALESİ

Sülaleye Zara ve Sivas?ta MAHMUTLAR denilmekle birlikte, Mahmutlar?ın bir kolu olan ve Müftüler olarak adlandırılan guruptan esinlenerek MÜFTÜLER de denilmektedir. Bunun nedeni, büyük dedelerimizden Hacı Ahmet Efendi (lakabı SARI MÜFTÜ) sülalemizin ilk müftüsüdür. Onun bir oğlu Hacı Mehmet Kudbettin Efendi (Kamil Efendinin babası, torunlardan Meral Şimşek, Kamil ve Salih Turhan?ın büyük dedesi) ikinci müftü, diğer oğlu Hacı Mehmet Sadettin Efendi (Durmuş Turhan?ın babası, Reşat-Nahit Turhan?ın dedesi, Cengiz Turhan?ın büyük dedesi) üçüncü müftü olması nedeniyle yaygın bir deyiş oluşturmuştur. Bunlarla birlikte, yine sülalemizin büyük dedelerinden Mehmet Ağanın torunları Hacı Mahmut Hilmi Efendi (Ayşe Dökmetaş, Kamer Hocaoğlu, Hacı Abdulgafur Efendinin kardeşleri, Ahmet Efendi, Zehra Hatun, Abuzer Efendinin amca çocuğu, Doğan Mahmutoğlu?nun dedesinin yeğeni, Emin Mahmutoğlu?nun babası, Edip Mahmutoğlu?nun dedesi) sülalenin dördüncü müftüsü, Hacı Abdulgafur Efendi (Dördüncü müftü Hacı Mahmut Hilmi Efendi, Ayşe Dökmetaş, Kamer Hocaoğlu?nun kardeşleri, Remzi ve Mehmet Mahmutoğlu?nun babası, Serdar-Selami-Alican Mahmutoğlu?nun dedeleri) sülalenin beşinci müftüsüdür.

Ulu önder Atatürk, istiklal mücadelesine başladığı tarihlerde, yani 1919 tarihlerinde, Samsun-Amasya-Erzurum-Sivas yörelerindeki faaliyetleri esnasında bilindiği gibi yaklaşık üç ay Sivas?ta kalmış ve bu arada 4/Eylül/1919 tarihinde Sivas Kongresini toplamıştır. Bu toplantı öncesi, başta İngilizler olmak üzere dış güçlerin etkisi ve baskısı altında bulunan İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal Paşanın ?derdest edilerek (elleri bağlanarak) payitahta gönderilmesi? tamimini tüm yurda telgraflarla bildirmiştir. Büyük nutuktan da okuduğumuz gibi İstiklal mücadelesinin planlanması, bunların gerekli yerlere duyurulması, karşılıklı görüş alışverişlerde bulunulmasında isimsiz kahramanlar olarak isimlendirdiğimiz posta camiasının çok büyük rolü olmuştur. Bu isimsiz kahramanlar içerisinde yer alan ve yörenin etkin ismi olan, o zamanki Zara Posta Müdürü, dedelerimizden Kamil Efendi, Ulu önderi geçici bir süre gözden uzak bulunan Kavak Çiftliğinde misafir etmiş, tehlike def edildikten sonra, büyük önder tekrar Sivas?a intikal etmiş, kongre hazırlıklarını devam ettirmiştir. Cumhuriyet ilan edildikten sonra, tebrik ve kutlamalar için Ankara?da,Ulu önder Atatürk?ü kutlamak için Sivas?ta, Kamil Efendinin de bulunduğu bir heyet oluşturulmuş, bu heyet Ankara?ya giderek Gazi Hazretlerini tebrik etmiştir.

Ayrıca, yine akrabalarımızdan anne tarafından aile büyüğümüz, Zara Belediye Başkanlığı (1918-1920 yılları arası), 1919 ERZURUM KONGRESİ DELEGESİ, Zara?nın Fahri hekimi (merhum Kazım, İsmail, Fuat ve Suat Dinçerlerin babaları, Recep Raci Dinçer, Recai Dinçer ve Sevim Önder?in dedeleri) Recep Efendi, Atatürk tarafından, Sivas Zara?yı temsilen ERZURUM DELEGESİ tayin edilmiş, istiklal mücadelesin fikir, düşünce ve kararlarında katkıda bulunmuştur.

Bu müftülerden kendisine İstanbul ve Şam Üniversitelerinde müderrislik, öğretim üyeliği teklif edilen Hacı Mahmut Hilmi Efendi ile ilgili bir anıyı anlatmak isteriz. Ulu önder Atatürk, 1924 yılında değerli eşi Latife hanımefendi ile birlikte Erzurum?a geçerken Zara?da mola vermişler, Atatürk?ün itibarlı adamlarından birisi olan Kamil Efendinin konağında misafir olmuşlar, kasaba halkının ileri gelenleri ile sohbet etmişlerdir. Büyük devrimlerin yapıldığı döneme rastlayan bu seyahat ve sohbet esnasında, Latife Hanımefendi, dini konuda bir bilgi almak istemiş, huzurda bulunanlar ilçenin çok bilgili bir müftüsünün olduğu, emir buyurulur ise davet edilmesini önermişler, Atatürk?ün talebi üzerine, dedelerimizden müftü Hacı Mahmut Hilmi Efendi huzura çağrılmıştır. Tanışma faslından sonra, akşam üzeri, Latife Hanımefendi merak ettiği bazı dini bilgileri almak üzere müftü efendi ile yan odaya geçerler. Sohbet ve irşat sabahın saat dördüne kadar devam eder. İrşadın lezzetine doyamayan Latife Hanımefendi, müftüyü de yanına alarak, Atatürk?ün bulunduğu odaya gelir ve Atatürk?e ?Paşam işte size aradığınız gerçek bir din adamını tanıtmak istiyorum, sabah namazına kadar biraz daha kalalım? diye talepte bulunur. Talep Atatürk tarafından uygun görülür sohbet sürer gider, sabahleyin heyet Erzurum?a uğurlanır. Daha sonraki aylarda, Diyanet İşleri Başkanlığı kurulacağı dönemde Atatürk, Sivas valisi aracılığı ile Müftü Hacı Mahmut Hilmi Efendiye, Diyanet İşleri Başkanlığını önerir. Müftü yaşlı ve rahatsız olması nedeniyle, büyük bir nezaket çerçevesi içerisinde affını ister. Kısa bir zaman sonra da rahmetlik olur.

 

Son Güncelleme: Pazar, 02 Mayıs 2010 22:13